fbpx

~Güzellik, güzel bakandadır. 

Bir güzellik anlayışıdır var gidiyor. İnsanlar sürekli ”Yeterince güzel miyim?” diye aynaya bakıyor, saatlerini ayna karşısında geçiriyor. O kadar incelemeye rağmen hâlâ yeterince güzel olduklarını düşünmüyorlar. Kendilerini bir türlü beğenemiyorlar. Herkes tarafından beğenilmeyi bekliyorlar. Herkesin kendisine onay vermesini istiyorlar. Bu yüzden birçok makyaj markasını ve kıyafet mağazasını talan ediyorlar. Fakat bana göre güzellik bundan çok çok uzak.

En güzel kıyafeti giysen bile, yüzünde bir gülümseme olmadıktan sonra güzel sayılmazsın. En pahalı farı sürsen de gözüne, güzel bakmadıktan sonra dünyaya/insanlara, güzel sayılmazsın. En kaliteli montu geçirsen de sırtına, saygın yoksa etrafa güzel sayılmazsın.

Yeni sezon moda kıyafetleri gibi her geçen sezon güzellik algısı da değişiyor. Her şey tamamen bir algı meselesi. Mesela 1930’lu yıllarda kısa ve kıvırcık saçlı, balık etli kadınlar güzel bulunurken 1990’lı yıllarda fazla zayıf ve uzun saçlı kadınlar daha güzel bulunurmuş. Bundan 20 yıl önce erkeklerin küpe takması hoş karşılanmazken şu zamanda gayet normal karşılanıyor. Yine yıllardır bol paça pantolondan dar paça pantolona, dar paça pantolondan İspanyol paça pantolona ve yine dar paça pantolona moda dönüp durmuş. Giyen güzel oluyormuş!

Yani güzellik yıllarca o kadar değişmiş ki senin şu anki görüntünü beğenenler belki birkaç yıl sonra beğenmeyecekler. Bazı insanların tutunduğu “güzellik” denen şey sadece algısal ve geçici. Kalıcı olan güzellik ise yüzündeki tebessüm, kalbindeki sevgi ve yüreğindeki nezakettir. Her şey yürekte başlar ve yürekte biter. Halil Cibran, Kum ve Köpük kitabında şöyle der: Merhamet en güzel şey değil mi? En çirkin insanı güzel, en yoksulunu zengin eder.

Kalıcı olanın olduğun gibi olmak olduğunu anladığın zaman hem çok rahat hem de çok güzel hissedeceksin. Bunu unutma: Her şey yürekte başlar ve yürekte biter. Güzellik güzel bakandadır. Ve kalıcı olan güzelliğin; istediğin gibi giyinmek, içinden geçtiği gibi davranmak, istediğin kadar yemek yemek, dileğin kadar koşmak, canın nasıl davranmak istiyorsa öyle davrandığın andır. Kendin için yapmak, kendin için yaşamak… Kalıcı bıraktığın şey insanlara davranışındır, kıyafetlerin değil. Makyajının güzelliği değil insanlardaki izin, yüreğinin güzelliğidir.

Bırak saçların sarı olmasın, yüreğin parlasın güneş gibi. Bırak tırnakların renkli olmasın, gözlerin renklensin dünya için. Bırak en güzel kıyafet senin olmasın, ellerin güzellikler yaratsın bir sanatçı misali. Bırak umursama insanları, sen var olduğun için özelsin. Olduğun gibi kal. Çünkü olduğun gibi güzelsin.

Gülten Rana içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
0 Yorumlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
Gülten Rana içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]