~Güzellik, güzel bakandadır.
Bir güzellik anlayışıdır var gidiyor. İnsanlar sürekli ”Yeterince güzel miyim?” diye aynaya bakıyor, saatlerini ayna karşısında geçiriyor. O kadar incelemeye rağmen hâlâ yeterince güzel olduklarını düşünmüyorlar. Kendilerini bir türlü beğenemiyorlar. Herkes tarafından beğenilmeyi bekliyorlar. Herkesin kendisine onay vermesini istiyorlar. Bu yüzden birçok makyaj markasını ve kıyafet mağazasını talan ediyorlar. Fakat bana göre güzellik bundan çok çok uzak.
En güzel kıyafeti giysen bile, yüzünde bir gülümseme olmadıktan sonra güzel sayılmazsın. En pahalı farı sürsen de gözüne, güzel bakmadıktan sonra dünyaya/insanlara, güzel sayılmazsın. En kaliteli montu geçirsen de sırtına, saygın yoksa etrafa güzel sayılmazsın.
Yeni sezon moda kıyafetleri gibi her geçen sezon güzellik algısı da değişiyor. Her şey tamamen bir algı meselesi. Mesela 1930’lu yıllarda kısa ve kıvırcık saçlı, balık etli kadınlar güzel bulunurken 1990’lı yıllarda fazla zayıf ve uzun saçlı kadınlar daha güzel bulunurmuş. Bundan 20 yıl önce erkeklerin küpe takması hoş karşılanmazken şu zamanda gayet normal karşılanıyor. Yine yıllardır bol paça pantolondan dar paça pantolona, dar paça pantolondan İspanyol paça pantolona ve yine dar paça pantolona moda dönüp durmuş. Giyen güzel oluyormuş!
Yani güzellik yıllarca o kadar değişmiş ki senin şu anki görüntünü beğenenler belki birkaç yıl sonra beğenmeyecekler. Bazı insanların tutunduğu “güzellik” denen şey sadece algısal ve geçici. Kalıcı olan güzellik ise yüzündeki tebessüm, kalbindeki sevgi ve yüreğindeki nezakettir. Her şey yürekte başlar ve yürekte biter. Halil Cibran, Kum ve Köpük kitabında şöyle der: Merhamet en güzel şey değil mi? En çirkin insanı güzel, en yoksulunu zengin eder.
Kalıcı olanın olduğun gibi olmak olduğunu anladığın zaman hem çok rahat hem de çok güzel hissedeceksin. Bunu unutma: Her şey yürekte başlar ve yürekte biter. Güzellik güzel bakandadır. Ve kalıcı olan güzelliğin; istediğin gibi giyinmek, içinden geçtiği gibi davranmak, istediğin kadar yemek yemek, dileğin kadar koşmak, canın nasıl davranmak istiyorsa öyle davrandığın andır. Kendin için yapmak, kendin için yaşamak… Kalıcı bıraktığın şey insanlara davranışındır, kıyafetlerin değil. Makyajının güzelliği değil insanlardaki izin, yüreğinin güzelliğidir.
Bırak saçların sarı olmasın, yüreğin parlasın güneş gibi. Bırak tırnakların renkli olmasın, gözlerin renklensin dünya için. Bırak en güzel kıyafet senin olmasın, ellerin güzellikler yaratsın bir sanatçı misali. Bırak umursama insanları, sen var olduğun için özelsin. Olduğun gibi kal. Çünkü olduğun gibi güzelsin.