fbpx

Dünya hakimiyeti isteyen kişilerin devletler aracılığıyla halka sunduğu maddeler sonucunda dünya nüfusu belli bir süre hızı artan bir grafikle azalmaya başladı. Sömürge altındaki ülkelerde başlatılan adımlar sırayla diğer ülkelere de uygulandı. Şu an ölümlerin hızı azalmış olsa da büyük bir faciadan geç de olsa dönmüş olduk. Bundan yaklaşık yirmi bir ay önce başlatıldığını bildiğimiz planda yiyecek ve içeceklere koyulan malzemeler, ölüm oranını arttıran cinstendi. On iki ay sonunda nüfus yüzde otuz azalmış olacaktı. Tüm ayrıntılar hesaplanmıştı. Bir şey hariç.

Tüketilen yiyecek ve içeceklere koyulan madde uyku hormonuyla etkileşime girdiğinde ölüm kaçınılmaz oluyordu. Uyuyanın öldüğü bir zamana kapılmıştı dünyamız. Dağıtımın ilk serisinden yüz beş saat sonra yani fabrikalar ilk sürümü çoktan dağıttığında hesaplarda bulunan dört ay sonundaki nüfusa inmişti dünya nüfusu. Buna sebep olanlar olayın sebebini anlayamazken ne yapacaklarını da bilmiyorlardı. Olayın kendi ellerinden çıktığını anlayıncaya kadar toplamda yüz yirmi altı saat olmuştu. İlk hesaptaki yirmi bir haftalık nüfus çoktan toprak altına girmişti. İnsanlar sebebini bilmeden hâlâ yiyor ve içiyordu. Bilim adamları sebebi nasıl açıklayacaklarını bilmemekle beraber ellerini çabuk tutmaya çalışıyorlardı. Aradan geçen iki saat bir dakika sonra açıklama geldi ve insanlara belli başlı yiyecekler dışında herhangi bir şeyi tüketmemeleri söylendi. Üretim merkezlerine girişi yapılan maddeler çoktan toplanmaya başlamış, paketleme bölümlerindeki hazır ürünler çöplerin yolunu tutmuştu.

Yapılan açıklamadan sekiz saat dört dakika sonra dünya üzerindeki entegre edilecek tüm maddeler piyasadan çekilmişti. İlaçlar, yiyecekler, içecekler tümüyle saflaşmıştı. Geriye temizlenmesi beklenen bir şey vardı: Toprak.

Bugün toprağın da temizlendiği bildirisini yapan yetkililer bu olaya sebep olanların yakalandığını ve gerekli cezanın verildiğini de duyurdu. İnanası yoktu kimsenin. Ne bir itiraf -kurgu olsa da beklenen- ne de bir şahıs vardı ortada. İnsanlık olarak hiçbir kimseye güveni ve itimadı kalmamış bir hâldeyken devletlere olan inancımızı da kendileri sayesinde yitirmiştik. Şu an dünya nüfusu yarım milyonun biraz üstünde. Şimdiki politika ise nüfusu toplu olarak arttırma. Hiçbir devlet kendi çıkarını düşünmeden dünyanın geleceği için çalışmaya başladı. Uzun yıllardır istenen birlik ve barış bu sebeple sağlandı. Çok büyük kayıplar vermiş olsak da yeni bir başlangıç dönemine girdik.

@HLTYNR içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
0 Yorumlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
@HLTYNR içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]