Hafif bir ney ezgisi geliyor uzaktan
Gözlerimi kapatıp seni düşlüyorum sevgili
Ah şu kalbim kıpır kıpır, ah şu kalbim ne de hoşnut
Sevdam ya mısralara taşıyor kelimelerce
Yine sen diye zikrediyor her bir harf
Ama bir bilsen ne kadar çetin
Bir bilsen ne kadar da namütenahi
Çehren belirdi perdeleri çekik gözlerimde
İstemsiz bir tebessüm yerleşti dudaklarıma
Saatlerce seni görmek istedi şu gönlüm
Saatlerce sen, yıllarca sevdan…
Kemikli ince parmaklarına yerleştirdiğin kalem
Önünde kalbini anımsatan temiz kâğıtlar
Bir şeyler yazıp karalıyorsun yine sevgili
Ne de yorgun gözlerin, soluk benzin
İçten içe bitiriyordu seni meyus hâl ve tavırların
Ama bir bilsen şu sevdam ne kadar deli dolu
Bir bilsen ne kadar da efsunkâr
Sen de düşler miydin o zaman eşkalimi?
Bilseydin solmuş bahçelerimi, çiçeklerimi, gökyüzümü
Nasıl da yeşerttiğini, nasıl da aydınlattığını
Senle bir olur muydum o zaman düşlerde?
Bilseydin sabahıma ilham, geceme huzur olduğunu
Namazlarıma heves, dualarıma şükür, ufkuma ışık olduğunu
Senin de açar mıydı o zaman gül bahçelerin?
Bilseydin her okuduğum kitapta seni bulduğumu
Dinlediğim her şarkıda seni duyduğumu
Sensiz bırakır mıydın o zaman vurgun gönlümü?
*** (Namütenahi: Ucu bucağı olmayan, sonsuz, sınırsız.) (Meyus: 1. Üzgün, kederli. / 2. Karamsar, umutsuz.) (Efsunkâr: Büyülü.) (Eşkal: 1. Biçimler. / 2. Kılık.)