fbpx

Sevda rüzgârlarının kasvet kokusu getirdiği zamanlarda “o” denildiğinde aklıma hemen sen geliyorsun yine. İşte o an anlatıyorum seni insanlara; ismini vermeden, seni tasvir etmeden, neler yaşadığımızı anlatmadan, hâlâ seni herkesten kıskanarak. Söylemiyorum bakışlarının zamanında içimi erittiğini, söylemiyorum bana ilk gülüşünde gözlerimin karardığını, söylemiyorum rüzgârda yüzüne düşen zülfüne dokunmaya kıyamadığımı, söylemiyorum bir damla gözyaşına ömrümü verebileceğimi, söyleyemiyorum. Karakoç misali Mihriban’ım olmuşsun; anlatsam ömrüm, anlatmasam içim yanıyor. Bunları anlatmazken bile o kadar çok yer tutuyorsun ki zihnimde saatlerce konuşuyorum mevzusu açıldığında. İlk defa sana bakarken fark ettiğin, gerçekten gülen yüzümdeki gamzemi ben dahi fark etmemiştim senelerce. Senden sonra da kimse fark etmesin diye uzun zamandır kesmedim, sıkıntıdan tek tük beyaz çıkan sakallarımı. Yüzüm bir daha öylesine gülmedi de zaten. Artık sensizlikle buluşacağım günler var. O, sensizlikle buluşacağım günleri yağmurlu havalardan seçiyorum gözyaşlarımı gizlesin diye. Geceleri çok düşünüyorum, hayaller kuruyorum, takılıp kalıyorum geçmişe işte. Ay ışığını, artık sen ona baktığında yakamoz düşen gözlerinden değil de gecenin karanlığında görebiliyorum. Şu an karşılaşsak daha önceden el ele yürüdüğümüz sokaklarda; benim gözlerimin senin sözlerinden daha çok şey anlatacağını biliyorum, hissediyorum.

                Anlamlar yüklüyorum şarkılara artık, beni anlatıyorlarmış gibime geliyor hepsi. Yeri geliyor ben söylüyorum haykıra haykıra. Zaman geçtikçe yanık çıkan sesim yorgunlaşıyor. Nefesim yetmiyor sanki, içimdeki yangının ateşini değil de küllerini püskürtüyorum hayata artık. Şiirler okumayı sever oldum; şarkıların, türkülerin arasında. Bilirsin oldum olası severdim zaten türküleri. Çünkü “Türkü gibiydi saçların, türkü gibiydi gözlerin. Sen bakmaya doyamazdın ben türkülerimi söylerken.” Ama ne kadar acı çeksem de içki ve sigara kullanmıyorum hâlâ. Sensizliğin acısını da iliklerime kadar hissediyorum, uyuşturmuyorum kendimi. Aynı seni hissettiğim zamanlar gibi. Seni kabul ederken ben, mutluluğunla da acınla da tüm beraberinde getirdiklerinle kabul etmiştim. Ben sözümde duruyorum sevgili, hem bildiğin hem de sildiğin gibiyim.

Sorguluyorum “Aşk nedir?” diye, canımın neden bu kadar yandığını algılayamıyorum. Gidemiyorum bana seni hatırlatan yerlere, vuslata hasret çekiyorum. Aniden aklıma gelince sen afallıyorum, duraksıyorum, ne yaptığımı unutuyorum. Ama biliyorum seninle olmak sensizlikten de çok yakacak canımı. Hayallerimdeki seni sevmeye devam ediyorum. Hâlâ çok güzelsin orada, aynı eskisi gibi gözlerinin içi gülerek bakıyorsun bana. Düşlerim oldukça sen de benimle var olmaya devam edeceksin unutma. Ben, benim olan seni hâlâ çok seviyorum…

Abonelik
Bildir
guest
2 Yorumlar
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]