Herkesin hayatımın dönüm noktası dediği bir olay, bir kişi veya herhangi bir şey vardır değil mi? Bu bazen anılardan gelir insana. Yani oturduğunuz kafede daha önce hiç duymadığınızı sandığınız bir şarkının sözlerini mırıldanmaya başladığınızda bazen… Bazen önünden geçtiğiniz camı açık daireden gelen, şen şakrak gülüşlerin eşlik ettiği bir yemek kokusu…
Bazense bir yürek, bir bakıştır hayatınızı değiştiren. Yenidir, bütün eskileri unutturur. İyileri de kötüleri de silip attırır. Kendinizi unutmazsınız, lakin kendinizi baştan yaratırsınız. Her zaman eşlik eden şeyler olacaktır insanın hayatında, geçmişinde… Buna nazaran bir andan itibaren sadece önüne odaklanmaya başladığı dönem de olacaktır. Budur belki dönüm noktası ya da dönüm noktası denebilir mi bilemiyorum. Yani hayatınızda gerçekten sizi bile aşan harika bir şey geldi mi başınıza? Söz konusu olması gerektiğini düşündüğünüz bir şey? Bu gerçekten bir insan hayatı için çok önemli bir noktadır. Dönüm noktası mıdır tartışılır lakin önemli olduğu aşikâr.
Benim her şeyin değiştiğini hissettiğim bir an oldu. Bunu yaşadığım için, bu hissi ruhuma bahşettiği için minnettarım. Belki çok daha büyük olaylar da anlatılabilirdi buradan itibaren. Lakin bu her şeyin değiştiği an’ın sahibi bir fincan karaduttur.
Belki biraz garip, belki komik hatta. Dışarıdan duyulduğunda nasıl bir his verebilir, bilmiyorum. Benim için öyle özeldi ki… Hani bir kahvenin 40 yıl hatırı olur ya, bir fincan karadutun da 40 yıl hatırı var artık. Bir ömür hatırı var, bir fincan karaduta bir ömrümü masaya koydum ben.
İnsanın kimselerin anlam veremediği özelleri olmalı; bazen yalnız kendine ait, bazense bir kişi ile paylaşabildiği… Birini çok sevdiğinde insan, bazen öyle mantıksız şeylerin muhakemesi yapılır ki. Bir sonuca da varılmaz aslında, zaten bir sonuca varılmak istenmez ki. Çok bilinmeyenli soruların yanıtlarını arayalım ister insan. Sorular da olsun, cevaplar da olsun. Lakin hiç bitmesin ister. Bazen mantık hiç yoktur, gerek de yoktur zaten. O vardır hayatınızda, onun için siz varsınızdır. Bu yeter. Birbirini seven iki insan, bu sevgiden başka hiçbir şeye ihtiyaç duymaz ki zaten.
Ben seni seviyorum diyebilmeli, sevebilmeli insan. Mesela ben, seni çok seviyorum. Bir fincan karadut içmek istiyorum seninle. Bir fincan karadutta bütün dünyayı konuşabilmek istiyorum.