fbpx

      Şimdiye kadar teknoloji sadece görme ve işitme duyumuza hitap ediyordu. Yakın bir zamanda da 3D teknolojisi ile gördüklerimiz daha gerçekçi oldu. Tabii ki bununla yetinmedik. Giyilebilir teknolojilerle sanal gerçeklik gözlükleri geliştirip artık kendimizi de sanal dünyanın içine eklemenin yolunu bulduk. Ama yine de bir eksik vardı. Sanal dünyanın içinde de olsak çok gerçekçi görsek ve duysak da hissedemiyorduk. Bunun üzerine bilim insanları “haptic” adını verdikleri teknoloji üzerine çalışmaya başladılar. Haptic kelimesi “dokunsal, dokunma ile ilgili olan” anlamına gelmektedir.

Haptic Eldiven

      Haptx firmasının geliştirdiği bu eldiven sanal gerçeklikte dokunulan nesneleri yapay derisine ait reseptörler sayesinde doğal insan derisine aktarıyor. Nesnelerin yumuşaklığı, sertliği, köşeleri ve kenarları gibi birçok his; eldiven sayesinde aktarılabiliyor. Sanal ortamda sert bir nesne tutulduğunda eldivenin sırtındaki yaylar geriliyor ve elin daha fazla o cismi sıkmasını önlüyor. Tam tersi sünger gibi yumuşak bir cisim tutulduğunda ise gevşiyor ve daha çok sıkmayı sağlıyor.

      Cildimizde nossiseptör, termoreseptör ve mekanoreseptör reseptörleri bulunmaktadır. Reseptörler özelleşmiş sinir hücreleridir. Bir şeye dokunduğumuzda mekanoreseptörler, sıcaklığını hissettiğimizde termoreseptörler, ağrı hissettiğimizde de nossiseptörler aktive olur. Aktive olmaları için aksiyon potansiyelinin oluşması gerekir. Reseptörlerin aktive oldukları noktalar -buna eşik demiyor- farklı olduğundan sıcak bir cisme dokunduğumuzda tadını almak yerine sıcaklığını hissederiz. Eldiven de dokunma duyumuza hitap etmek için cildimize yapay sinyaller gönderiyor. Bu sinyaller de aksiyon potansiyeline dönüşerek bizim algılamamızı sağlıyor.

      Haptx ismiyle kurulmuş bir marka, günümüzde haptic eldiven üreticilerinden biri. Çok yeni bir teknoloji olmasına karşın şimdiden birkaç modeli bile var. Şimdilik sadece kurumsal satışlar yapıyorlar ama gelecekte kolay ulaşılabilen teknoloji marketlerinde de satılacağına dair hiç şüphem yok.

      Haptic teknolojisini duyduğumda aklıma “Ready Player One” filmi geldi. Filmde sanal gerçeklik gözlüğüyle oyun oynayan çocuk, bir kostüm satın alıyordu ve kostüm sayesinde oyundaki tüm hisleri tüm bedeniyle hissedebiliyordu. Hatta kurgu karakteri yaralandığında o da acı duyuyordu. Kim bilir belki çok yakında bu kostüm de geliştirilir ve kullanıcılara sunulur.

      Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi Anıl Öztürk’ün de haptic teknoloji için geliştirdiği bir eldiveni var: Haptic etkileşimli robotik kavrayıcı. Bu eldiven farklı olarak temas etmeden bağlantılı olduğu gerçek dünyadaki cihazları kontrol edebiliyor. Ameliyatlarda bu eldivenin kullanıldığını düşünelim. Şu an zaten kapalı ameliyatlar var ancak doktorlar araçlarını bilgisayar aracılığıyla kontrol edebiliyor. Eldiven işe dahil olduğunda zaten kullanmaya oldukça aşina olduğu eli sayesinde işi daha da kolaylaşacak.

haptic eldiven bublogta

      Haptic teknoloji, sürüş simülasyonlarında da kullanılabilir. Örneğin pilotluk, araç kullanma gibi eğitimler bu eldivenle verilebilir. Eğlence sektöründe de oyunculara farklı deneyimler sunabilir. Belgesellerde ve filmlerde de kullanılarak daha da ileriye gidilebilir, gerçekte yanına bile yaklaşmaya cesaret edemediğimiz vahşi hayvanlara dokunabiliriz. Tabii ki haptic teknoloji ellerimiz ve vücudumuzla sınırlı kalmayıp tat ve koku alma duyularımıza da hitap edebilir. Tüm bunları sağladığında umarım “Ready Player One” filmindeki gibi gerçek dünyadan tamamen kopmayız.

ready player one bublogta

Aylin Yener içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
2 Yorumlar
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
Aylin Yener içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]