fbpx

BEYZA’NIN KADINLARI

Gösterime giriş tarihi: 17 Mart 2006 (Türkiye)
Yönetmen: Mustafa Altıoklar
Senaryo: Mustafa Altıoklar, Nükhet Bıçakçı, Ebru Hacıoğlu
Yapımcılar: Mehmet Altıoklar, Elif Dağdeviren, Cüneyt Ortan

Konu: Hayatında her şeyin yolunda gittiğini düşünen, psikiyatr kocası Doruk’a aşkla bağlı Beyza Türker’in hayatı, yaşamaya başladığı tuhaf bilinç kayıplarıyla altüst olur. Bu arada İstanbul’un çeşitli semtlerinde bulunan kesilmiş bacaklar yüzünden şehri seri katil korkusu sarmıştır. Cinayetleri araştıran komiser Okan, yeni iş ortağı Doruk Türker ile tanışır. Eğitimini Amerika’da almış olan Doruk, bu davada seri cinayet uzmanı olarak görev almıştır. Komiser Okan ve Doruk seri katili ararken Beyza da hatırlayamadığı kayıp zamanlarının peşine düşer. Polis katilin peşindeyken Beyza da kendi gerçeğiyle yüzleşir: Öldürülen kurbanlarla arasında kendisinin bile çözemediği bir ilişki vardır.

Disosiyatif Bozukluklar (DSM-V)

  1. Disosiyatif Bellek Yitimi
  2. Kendine/Gerçeğe Yabancılaşma
  3. Disosiyatif Kimlik Bozukluğu

Disosiyasyon (çözülme), bilincin alışkın olduğu görevlerinden olan bilişlerimizi, duygularımızı, motivasyonlarımızı ve farkında olarak yaptığımız tüm diğer deneyimlerimizi birleştirme görevini yerine getirememe durumu olarak değerlendirilebilir. (Kring ve diğerleri,2019). Disosiyatif bozukluklar ise yüksek düzeyde disosiyasyon sonucunda görülmektedir.

Çocuklar psikolojik, fiziksel ya da cinsel saldırganlığa karşı kendilerini koruyamazlar. Bu ruhsal travmalar genellikle en yakınları tarafından çocuğun yaşadığı ortamında meydana gelir. Bu yüzden çocuk ne ortamdan uzaklaşabilir ne savaşıp mücadele edebilir ne de yaşanılanları kabul edebilir. Bir savunma düzeneği olarak disosiyasyon bu koşullarda, yaşanılan travmanın fiziksel ve ruhsal etkilerinin uzaklaştırılmasını sağlar. Travma ile ilgili her şey -travmatik duygu, düşünce, algı gibi- bir kapsülle çevrilip bilinçten koparılır ve normal koşullar altında hatırlanamayacak kadar uzaklara yollanır. Böylece disosiyasyon fiziksel ve ruhsal acıya karşı bir işlev görür. Çocuklar sürekli biçimde travmaya maruz kaldıklarında, bu savunma düzeneği ya patolojik bir şekilde ya da normal ancak aşırı ölçülerde kullanılır. Sonuç olarak disosiyatif bozukluklar meydana gelir (Lewis DO, Yeager CA;1994; 3: 729-43 akt Fedai,2016).

Briere ve Runtz (2016 akt. Uskaner, 2017) yapmış oldukları çalışmasında, travmatik olaylara maruz kalma durumunun disosiyasyon ile ilişkisi olduğu hipotezinden yola çıkarak, iki örneklem üzerinde, kişilerin duygudurum yönetim becerilerinin travma sonrası stres bozukluğu ve disosiyasyonun birlikte görülmesi durumunda açıklayıcı işlevi olup olmadığını incelemiştir. İlk örneklem genel popülasyondan rastgele seçilmiş olup ikinci örneklem, travmatik öyküsü olmayan üniversite öğrencilerinden seçilmiştir. Yapılan araştırmanın sonuçları doğrultusunda, kişilerin duygudurum yönetim becerilerinin %27 oranında travmatik deneyimler sonrasındaki disosiyasyonu açıkladığı tespit edilmiştir. Cinsiyetin anlamlı farklılık oluşturmadığı fakat bireylerin duygudurum yönetim becerilerinin travmaya maruz kalma ve disosiyasyon arasındaki ilişkideki açıklayıcı rolü olduğu bulunmuştur.

Freud’un determinizm ilkesine göre var olan her şey bir nedene bağlıdır. Davranışlarımızın ve kişiliğimizin önemli bir bölümünün çocukluk çağı deneyimlerimizden oluştuğunu belirtir. Freud’un psikoseksüel gelişim basamaklarına göre 3-6 yaş ”fallik dönem” olarak adlandırılır. Anne ve babasından uzakta, yetimhanede büyümüş olan Ayla, tam da cinsiyetini keşfetme aşamasında, yetimhane müdürü tarafından bacağından bağlanarak tecavüze uğramıştır. Travmayı atlatmak, kaygıyı azaltmak için ego tarafından devreye giren çözülme savunma mekanizmasının fazla kullanılması sonucu patoloji, disosiyatif kimlik bozukluğu doğmuştur. Yaşadığı bu travmatik olay neticesinde kimlik, hafıza ve bilinç bölünmeleri yaşamaktadır.

Disosiyatif bellek yitimi olan kişi önemli kişisel bilgileri, genellikle de travmatik yaşantıyla olan bilgileri hatırlayamamaktadır. Bellekteki boşluk sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak kadar geniştir. Bilgi, kalıcı olarak unutulmaz ancak bazen kısa bir süre, bazen de yıllarca süren bellek yitimi epizodu sırasında bile bu anılar geri getirilemez (Kring ve diğerleri,2019).

Füg, bellek yitiminin daha ciddi bir türüdür ve (Latincede kaçmaktan gelen) çok daha yoğun bir bellek kaybıdır. Psikodinamik teoriye göre disosiyatif bozukluklar travma içerikli olayların bastırılması sonucu unutulur. Disosiyasyon ve bellek incelendiğinde Beyza’nın geçmişte yaşadığı travmayı unuttuğunu, bununla yüzleşmesinin ancak ipuçlarını toplayarak mümkün olduğunu görüyoruz. Hayatın belli bir epizodunda ne yaptığını hatırlamayan Beyza : “Seni aldatmadım. Belki de aldattım. Bilmiyorum hatırlamıyorum. Hiçbir şey hatırlamıyorum.” der.

Alter kimlik, bir zihin organizasyonudur. Bu sebeple de insan zihninin genel çalışma prensiplerini gösterir. Benlik duygusu taşır. Düşünür, duygulanır ve anı sahibidir. Her bir alter kimliğin “varoluş nedeni”, “varoluş anı” vardır. Bu varoluş nedenine sadık bir şekilde kendilerini devam ettirirler. Bazen de yıllar içinde, yeni bir fonksiyon için dönüşebilirler. (Medaim Yanık,2016)

Bu bağlamda ana kişilik, ev sahibi, gerçek adıyla Ayla -evlat edildikten sonra değişen ismiyle Beyza- kreş öğretmenidir ve bir psikiyatrist ile evlidir. Evlat olarak verildikten sonra geçmişindeki travmayı bilinçaltında bastırmaya çalışmış fakat bu kaygıyla baş edemeyince benliğinde parçalanmalar yaşamış kişidir.

Alter kişilik olan Dilara, Freud’un yapısal kuramına göre ”id”i temsil etmektedir. Bilinç dışı istek ve arzularının karşılanmasına yönelik vajinası için “Güç budur. Tüm dünyayı bu yönetiyor. ”der. Anlık cinsel ilişki kurmaktan kaçınmayan bir kişiliktir. Dilara aynı zamanda yetimhanedeki müzik öğretmeninin adıdır.

Başka bir alter kişilik olan Rabia, Frued’un yapısal kuramına göre süperegoyu temsil etmektedir. İdin karşıtıdır. Kişiyi ayıp, günah gibi yasaklar, sansürler koyarak engellemeye çalışır. İdden gelen dürtüleri yönlendirmeye, yargılamaya ve toplumsal normlara uygun bir hale getirmeye çalışır. Egoyu ise gerçekçi amaçlardan uzaklaştırarak daha katı forma dönüştürmeye çalışır. Rabia, kırılmış ayna parçası ile vajinasını (idi, Dilara’yı) öldürmek, parçalamak istemektedir.“ Ben Rabb’imin karşısına alnım ak çıkacağım, daha fazla günah yaptıramayacaksın pis o…pu” söylemleri bunu desteklemektedir.

Bir başka alter kişilik ise Ayla’dır. Beyza’nın yetimhanede kaldığı yılları temsil eder, çocuksu, savunmasız kişiliktir. “Elif burası çok karanlık hadi kaçalım. Çok karanlık, çok korkuyorum. Pakize anne bana kızdı, o…pu dedi. Elif benim en yakın arkadaşım sensin”. Ego; id ve süperegonun çatışmasını yatıştırmak amacıyla kullandığı regresyon savunma mekanizmasıyla bu alter kişiliğe hayat vermiştir.

Disosiyatif kimlik bozukluğunun en tanımlayıcı özelliklerinden biri, herhangi bir alter aktifken onların diğer alter aktif olduğunda hatırlanmamasıdır. Bazı çalışmalara göre, farklı alterler arası bellekleri paylaşamadıkları bilinse de aslında paylaşabilirler. İncelikli bellek testlerinin kullanıldığı çalışmalarla belleklerin paylaşıldığı gösterilmiştir (Kring ve diğerleri,2019). Beyza’nın alter karakterleri olan Rabia ve Dilara’nın banyoda birbiri ile gerçekleştirdikleri tartışmada belleklerin paylaşıldığı gözlemlenmektedir.

DKB ve diğer disosiyatif bozukluklarda psikodinamik tedavi daha fazla kullanılmaktadır. DKB’nin, travmatik yaşantıların bilişten bloke edilmesi ile ortaya çıktığına inanılmaktadır; tedavide belirlenen amaç ise bastırmanın üstesinden gelmektir. Ne yazık ki bazı pratisyenler özellikle psikodinamik kavramlarla bakanlar, hipnozu disosiyatif bozukluk tanısı almış kişilerin bastırılmış materyallerine ulaşmak için kullanırlar. DKB hastaları ise genellikle hipnoza yatkındır. Tipik olarak, kişi hipnotize edilir ve çocukluğundaki travmatik olaya gitmesi için cesaretlendirilir (Kring ve diğerleri). Beyza’nın psikiyatrist eşi “Hatırlamaktan kaçındığın ne varsa bununla yüzleşmelisin.” diyerek, eşine hipnoz uygulamış ve alter kişilik ile ev sahibi kişiliğin entegrasyonu tamamlamıştır.

KAYNAKÇA
Beyza’nın Kadınları Konu.
-Fedai, Ü. (2016). Disosiyatif Kimlik Bozukluğu Hastalarının Sosyodemografik Ve Klinik Özelliklerinin İncelenmesi. Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Şanlıurfa.
-Kring, A. Shonson, S. Davıson, G. Neale, J. (2019). Anormal Psikolojisi. (12. Basım). Nobel Yayınevi
Medaim Yanık.
-Uskaner, G. (2017). Kadın Konuk Evlerinde Kalan Ve Kendi Evlerinde Kalan Kadınların Disosiyasyon Düzeyleri Ve Travma Öyküsünün İncelenmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Hasan Kalyoncu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gaziantep.

Derya Doğru içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
1 Yorum
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
Derya Doğru içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]