Bazı kitaplar var ki onların etkisinden çıkmak bir hayli zor olabiliyor.
“Benimle Kal” kitabı da öyle bir etki bıraktı bende. Gerek konusu gerekse kitapta anlatılan olayların günümüzde dahi hâlâ yaşanıyor olması bu etkiyi arttıran nedenlerden…
Kitabın konusuna geçmeden önce güzel ve bir o kadar da düşündürücü olduğunu düşündüğüm bir alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Gerçeğin üstünü asla örtemezsiniz. Güneşin ışıklarını ellerinizle kapayamayacağınız gibi gerçeği de saklayamazsınız.”
Yejide ve Akin, üniversitede tanışırlar ve kısa bir arkadaşlık döneminden sonra evlenme kararı alırlar. Birbirlerini çok seven çift dört yılı geride bırakmıştır bile. Ancak onların üzülmelerine neden olan bir sorunları vardır. Çocukları olmuyordur maalesef.
Oysaki Yejide’nin çocuk sahibi olabilmek için yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Doktorlara gider, tanrıya yalvarır, adaklar adar. Öyle ki hiç inanmadığı ve doğru bulmadığı batıl inanç olarak gördüğü ve düşündüğü tüm yöntemleri bile dener. Ama nafile…
Sonuç hep olumsuzdur.
Bu durum gerek Akin’in ailesi tarafından, gerekse yaşadıkları çevrede hoş karşılanmaz ve haklarındaki söylemlere ve özellikle de Akin’in ailesinin ikinci eş alması konusundaki baskılarına maruz kalmalarına neden olur.
Her şeye tamam diyen Yejide’nin de bir sınırı vardır tabii…
Akin’in ikinci eş almasını kabul etmesi mümkün değildir. Bu kadarını kaldırması imkânsızdır. Hem Akin hem Yejide direnirler ikinci eş olayına… Ama bir yere kadar. Direnmelerine rağmen sonuç değişmez ve ikinci eşi almak zorunda kalır Akin. Bu durum ise onların, dönüşü olmayan yollara sapmalarına neden olur.
Yaşanılan olayları hem Yejide’nin hem de Akin’in anlatımıyla öğreniyoruz. Onların duygu ve düşünceleri çok güzel geçiyor okuyucuya…
Çiftin ailesinde, çevrelerinde ve hatta ülkeleri Nijerya’da erkeklerin pek çok kadınla evlenmesi çok doğal karşılanıyor. Bu çok acı olsa da maalesef sıkça karşılaşılan bir durum.
Çocukları olmayan kadınlar âdeta insan yerine konmuyor ve yarım kadın olarak görülüyor. Onların tam anlamıyla kadın sayılmasının yolu ise anne olmaktan geçiyor.
Kitabı okurken pek çok sürprizle karşılaştım. Sayfaları çevirdikçe tahmin bile edemeyeceğim pek çok olay çıktı karşıma…
Çocuk sahibi olabilmek adına Yejide ve Akin’in yaptıklarına inanamadım. Buldukları çözümler ”Yok artık daha neler? Bu hiç ama hiç doğru değil, pes doğrusu bunu da mı yaptılar?” dedirtecek türden. Bu çözümleri de, sonuçlarını da tasvip etmek mümkün değil elbette. Ancak maruz bırakıldıkları olaylar neticesinde böyle durumların yaşanmış olmasına ya da onların muhakeme yeteneklerini kaybetmiş olmalarına çok da şaşırmamak gerekiyor sanırım.
Farkındalık yaratan bir olay örgüsüne sahip, son derece akıcı ve anlaşılır bir anlatımı var kitabın. Anlatılanlar ise derin düşüncelere sevk ediyor insanı…
Yaşanılan ve yaşatılmak zorunda bırakılan olayları okurken tarif edilmesi zor duygular yaşadım. Okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyor ve bu nedenle sizlere de tavsiye ediyorum. Kitap ile ilgili düşüncelerimi ise kitaptan bir alıntıyla sonlandırmak istiyorum.
“Aşkın bile yapamayacağı şeyler vardır…
Yük çok ağırsa ve uzun süre durursa aşk bile eğilir, çatlar, kırılacak hâle gelir ve bazen kırılır da. Ama bin parça hâlinde ayaklarınızın dibinde yatarken bile aşktır yine de.”
Kitaplarla kalın hep mutlu kalın…