(BİRAZDAN OKUYACAKLARINIZ TAMAMIYLA GERÇEKLERİ YANSITIR VE İÇİMDEN GELEN ŞEYLERDİR. MÜMKÜNSE DE ÇEVRENİZE PAYLAŞMAYIN. BU YAZI TAVSİYE ÜZERİNE OKUNAN BİR YAZI OLMAMALI.)
Aslında çok samimi bir dost arıyordum. Arıyorum demekle bulunan bir şey değildi elbet dost. Bir anda karşına çıkar, tanışırsın ve zamanla muhabbetinin arttığı kişidir o. Ta ki çok samimi dostları görene kadar. Kendimi onların yerine koydum bir an için.
Dertlerini tamamen anlatıp rahatlamış iki insan. Beraber gezdikleri yeri çoktan konuşmuş iki insan. Yaşadıkları olayların, problemlerin çoktan üstesinden gelmiş iki insan. Arayış içinde bulunmayan, istenen o dostu çoktan bulmuş iki insan. Birbirlerine sonsuz derecede güvenen iki insan. Sırların bulunmadığı iki insan. İki bedende tek vücut olmaktı âdeta. Ben belki de beni dinleyecek birisini arıyordum. Oysa annem dinlerdi beni en iyi şekilde. Gerekli tüm tavsiyeleri de verirdi aynı zamanda. Neden ona içimi açamazdım ki? Neden onu dost seçemezdim? Beni engelleyen neydi bilmiyorum. Arkadaşım yok mu hiç? Var elbet. Olmasa bile arkadaş edinmek çok zor olmamalıydı bu devirde. Arkadaş bulup onunla samimi olmak da hiç zor olmamalıydı. Arkadaş edinmek planlarım arasında yok henüz. Çünkü çok değer verdiğim 3 arkadaşım var. Aynı değeri bana verdiklerini söylemediler daha. Eminim söylerler. Söylemek yetmiyor değerli olduğumu hissetmeme. Yaptıkları şeylerden belli oluyor. Daha doğrusu yapmadıkları. En yakın arkadaşımın en yakın arkadaşı değilim derler ya, onu ben diyorum şu an. Ayrıca ben hep böyle mi kalacağım? Yani yetişkin olduğumda, yaşlandığımda içinde anlatamadığı şeyler olan birisi olarak mı kalacağım? Bunun tek sebebi de dost bulamaması olacak o kişinin. Ölmüş bir ceset ve birkaç fikir olarak mı gömüleceğim toprağa? Cevabının evet olmasından en çok korktuğum sorulardır az önce sorduğum sorular. Ne yapmam lazım dost edinmek için? Ne kadar fedakâr olmam gerekiyor? Bir şey kaybetmem gerekiyorsa ne bu şey? Bazısı Allah’ı dost edin diyor. Olmuyor, olmuyor. O veriyor dertleri, yine ona anlatıyorum. Yine ona yöneliyorum. Ben beraber muhabbet edebileceğim birisi arıyorum. Gerektiğinde tartışacağım birisi. Benimle olsun yeter. Aradığımda gelecek. Aradığında gideceğim birisi. Gözyaşlarım dağıtıyor kâğıttaki mürekkebi. Herkes dost bulmuş da ben kalmış gibiyim. Herkesin dayanağı var da ben duvarsız kalmış gibiyim. Kaç defa daha gözyaşı dökmem gerekiyor, söyleyin. Boğulsun insanoğlu tek tufanımda. İnsanlar her şeyini feda edebileceği birisini bulmuş mu da bana kimse kalmadı? Herkes eşleşti mi en sonunda? Ben mi çok seçiciyim? İnanın yıkarım tüm kriterleri içimdeki.
Oysa başta bahsettiğim kişiler yerinde olduğumu farz ediyorum, ben belki bu depresifliği seviyorum. Bu melankoliye bağımlıyım. Bilemiyorum. Yalnızlığa alışıyorum belki de. Alışmak için bu aşamaları tamamlamam gerekiyor belki de. Bu arayıştır beni var eden ama inanın gerçekten çok yoruldum. Etrafımdakilerden; Halit çok komik, eğlenceli, güler yüzlü; somurtkan, duvarları olan, önyargılı gibi çeşitli şeyler duyabilirsiniz. Çünkü herkese aynı şekilde muamele edemem. İnanın buna. Bence yoktur böyle birisi. Görüşleri bilmem de içimdeki bu düşünceleri ve yaşantımı göz önüne aldığımda şunu söylüyorum kendime: Çok yoruldum. Bu bahsettiğim arayış, bu kaos, bu melankoli benim dayanma gücümü gerçekten yedi bitirdi. Ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyorum. Artık kiminle konuşmam lazım. Yeterli görüyorum bu kadarını. En azından şimdilik. Çünkü elim ve gözyaşım artık yetişemiyor bu yazılanlara. Belki daha sonra devamı gelir.
Yardım edin!