fbpx

(BİRAZDAN OKUYACAKLARINIZ TAMAMIYLA GERÇEKLERİ YANSITIR VE İÇİMDEN GELEN ŞEYLERDİR. MÜMKÜNSE DE ÇEVRENİZE PAYLAŞMAYIN. BU YAZI TAVSİYE ÜZERİNE OKUNAN BİR YAZI OLMAMALI.)

Aslında çok samimi bir dost arıyordum. Arıyorum demekle bulunan bir şey değildi elbet dost. Bir anda karşına çıkar, tanışırsın ve zamanla muhabbetinin arttığı kişidir o. Ta ki çok samimi dostları görene kadar. Kendimi onların yerine koydum bir an için.

Dertlerini tamamen anlatıp rahatlamış iki insan. Beraber gezdikleri yeri çoktan konuşmuş iki insan. Yaşadıkları olayların, problemlerin çoktan üstesinden gelmiş iki insan. Arayış içinde bulunmayan, istenen o dostu çoktan bulmuş iki insan. Birbirlerine sonsuz derecede güvenen iki insan. Sırların bulunmadığı iki insan. İki bedende tek vücut olmaktı âdeta. Ben belki de beni dinleyecek birisini arıyordum. Oysa annem dinlerdi beni en iyi şekilde. Gerekli tüm tavsiyeleri de verirdi aynı zamanda. Neden ona içimi açamazdım ki? Neden onu dost seçemezdim? Beni engelleyen neydi bilmiyorum. Arkadaşım yok mu hiç? Var elbet. Olmasa bile arkadaş edinmek çok zor olmamalıydı bu devirde. Arkadaş bulup onunla samimi olmak da hiç zor olmamalıydı. Arkadaş edinmek planlarım arasında yok henüz. Çünkü çok değer verdiğim 3 arkadaşım var. Aynı değeri bana verdiklerini söylemediler daha. Eminim söylerler. Söylemek yetmiyor değerli olduğumu hissetmeme. Yaptıkları şeylerden belli oluyor. Daha doğrusu yapmadıkları. En yakın arkadaşımın en yakın arkadaşı değilim derler ya, onu ben diyorum şu an. Ayrıca ben hep böyle mi kalacağım? Yani yetişkin olduğumda, yaşlandığımda içinde anlatamadığı şeyler olan birisi olarak mı kalacağım? Bunun tek sebebi de dost bulamaması olacak o kişinin. Ölmüş bir ceset ve birkaç fikir olarak mı gömüleceğim toprağa? Cevabının evet olmasından en çok korktuğum sorulardır az önce sorduğum sorular. Ne yapmam lazım dost edinmek için? Ne kadar fedakâr olmam gerekiyor? Bir şey kaybetmem gerekiyorsa ne bu şey? Bazısı Allah’ı dost edin diyor. Olmuyor, olmuyor. O veriyor dertleri, yine ona anlatıyorum. Yine ona yöneliyorum. Ben beraber muhabbet edebileceğim birisi arıyorum. Gerektiğinde tartışacağım birisi. Benimle olsun yeter. Aradığımda gelecek. Aradığında gideceğim birisi. Gözyaşlarım dağıtıyor kâğıttaki mürekkebi. Herkes dost bulmuş da ben kalmış gibiyim. Herkesin dayanağı var da ben duvarsız kalmış gibiyim. Kaç defa daha gözyaşı dökmem gerekiyor, söyleyin. Boğulsun insanoğlu tek tufanımda. İnsanlar her şeyini feda edebileceği birisini bulmuş mu da bana kimse kalmadı? Herkes eşleşti mi en sonunda? Ben mi çok seçiciyim? İnanın yıkarım tüm kriterleri içimdeki.

Oysa başta bahsettiğim kişiler yerinde olduğumu farz ediyorum, ben belki bu depresifliği seviyorum. Bu melankoliye bağımlıyım. Bilemiyorum. Yalnızlığa alışıyorum belki de. Alışmak için bu aşamaları tamamlamam gerekiyor belki de. Bu arayıştır beni var eden ama inanın gerçekten çok yoruldum. Etrafımdakilerden; Halit çok komik, eğlenceli, güler yüzlü; somurtkan, duvarları olan, önyargılı gibi çeşitli şeyler duyabilirsiniz. Çünkü herkese aynı şekilde muamele edemem. İnanın buna. Bence yoktur böyle birisi. Görüşleri bilmem de içimdeki bu düşünceleri ve yaşantımı göz önüne aldığımda şunu söylüyorum kendime: Çok yoruldum. Bu bahsettiğim arayış, bu kaos, bu melankoli benim dayanma gücümü gerçekten yedi bitirdi. Ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyorum. Artık kiminle konuşmam lazım. Yeterli görüyorum bu kadarını. En azından şimdilik. Çünkü elim ve gözyaşım artık yetişemiyor bu yazılanlara. Belki daha sonra devamı gelir.

Yardım edin!

@HLTYNR içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
1 Yorum
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
@HLTYNR içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Yazar sayımızın 300’ü aştığı şu günlerde hevesli yazarlarımıza yol gösterebilmek veya en azından daha kaliteli içerikler üretebilmeleri adına bazı ipucular vermek için bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Bu yazı boyunca bir dijital içeriğin nasıl yazılması gerektiğinden bahsedeceğim. Bublogta içeriklerinin bir kısmı şiir ve denemelerden oluşuyor ve bu yazıda söyleyeceğim şeyler bu içerikler için çok […]
Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]