Bazen zihnim hiç durmuyor. Yine sonu olmayan bir yapmam gerekli olanlar koşturmacası, olmam gereken insana yönelik çaba. Eşim, dostum, çalıştığım insanlar etrafımda olmasa ve o anda benden bir şey talep etmese bile bu kez zihnimin istekleri bırakmıyor peşimi. Okumam gereken kitaplar, izlemem gereken filmler, dinlemem gereken konuşmalar… Spor da yapmalıyım, aynı vakitte makale de yazmalıyım, gerçekten yemek de yapsam iyi olur, arkadaşlarımla mı görüşseydim?
Siz de bu tür buluyor musunuz kendinizi ara ara? Düşünüyor musunuz onca yoga kursları, meditasyon pratikleri, öğretiler nereye gitti diye? Daha yeni binalara kapanmadı mı dünya, ”Yavaşla, dur.” demedi mi hayat? “Buna karşın ben dersimi almadım mı?” diye düşünüyor musunuz?
Endişelenmeyin yalnız değilsiniz. Bu makaleyi okurken bile bir ileri adımınızı planlıyorsanız bir rahatlayın, sakinleşin. Bırakın dünya sizsiz, bensiz dönsün bir süre.
Beklenti bıçak sırtında olmak gibi bir şey. Kendimizden beklentimiz başta olmak üzere; ailemiz, iş yerimiz, dostlarımız, eşimiz, sevgilimiz… Herkesi memnun etme çabası en “benim bu tür bir telaşım yok” diyenin bile farkında olmadan debelendiği bir tutum. Sinsi sinsi ensemizde, farkında olmadan bize istediğini yaptırıyor.
Peki masanın başka yönüne oturalım, biz kimlerden neler talep ediyoruz?
Örneğin sevgilimiz, kardeşimiz, arkadaşımıza farkında olmadan ne gibi baskılar kuruyoruz?
Hep onun iyiliği amacıyla istenenler gerçekten bizim talebimiz olabilir mi? Yoksa sahiden karşıdakinin kendi seçimi mi?
“Hep yanımda olur, katiyen geç kalmaz, çok çalışkandır, bunu da halleder.” diye diye hangi etiketlerle sınırlıyoruz insanları. Ve bir gün gereksiniminiz olduğunda orada olamadığında, geciktiğinde, canı hiçbir şey gerçekleştirmek istemediğinde büyük bir şaşkınlıkla sitemler ediyoruz. Esasında bu sınırları biz çiziyoruz hem kendimize hem karşıdakine. Genel olarak çalışkan birisi olabilir, fakat yorulduğu dönemler de olacaktır. Hatta bizim de yorulduğumuz dönemler olacaktır.
Zihnimizdeki görünmeyen ama ağırlığı son derece hissedilir beklentiler yığınını bir köşeye bırakmak ne kadar güç olsa da; parça parça hatırlamak ve hatırlatmak lazım. Onlar yalnızca beklenti, bizler ise yaşamın içerisinde her gün yeni bir başlangıca uyanan insanlar…