fbpx

Bazı anlar vardır elinde iz, yüreğinde yük bırakır.
Bazı anlar vardır gözünde yaş, yüreğinde acı bırakır.
Bazı anlar vardır yüzünde tebessüm, yüreğinde uçan kelebekler bırakır.
Ve bazı anlar vardır kirpiklerine umut, yüreğine aşk kondurur.

Bazen hayata kendimi çok kaptırdığımı düşünüyorum, sürekli benden kaçanlara yetişmek istiyorum, elimde olmayan şeylerde yine kendimi sorumlu tutuyorum. Bazen de hayatı hiç ama hiç umursamıyorum. Güneşin doğuşuyla kalkıyor, batışıyla günü bitiriyorum. Neler olmuş, neler bitmiş merak dahi etmiyorum. Bir günümün bir günümü tutmadığı gibi, içimdeki benle dışarıdaki ben de birbirini tutmuyor. Sürekli bir çatışma hâlinde. Biri ak dese, diğeri kara diyor. Biri yap dese, diğeri yapma diyor. İkisi arasındaki gelgitten dolayı sadece duruyorum. Hangisini dinlesem karar veremiyorum. Sanki biri duygularımla hareket etmemi istiyor, diğeri aklımla. Gerçi duygularımla da hareket etsem aklımla da ikisinin de sonunda pişmanlık yaşıyorum. Yaşadığım bu pişmanlıklar da hayattan soğumamı sağlıyor. Soğudukça sevemiyorum. Sevemedikçe de hissediyorum. Bazı anlarda sadece sessizlik istiyorum.

Bazen çok müzik dinliyorum. İçimdekileri adlandıramadığım için yardım istiyorum. Takıyorum kulaklığı, açıyorum son sesi ve kapıyorum gözlerimi. Anlamaya çalışıyorum sözleri. Hissedilenleri hissetmek, yaşanmışlıkları anlamak, yaşanamamışları bilmek istiyorum. Bilip yaşamak…

Bazen bisiklet sürüyorum saatlerce, bacaklarım ağrıyana kadar, yol bitene kadar, gece çökene kadar. Rüzgârın yüzüme bıraktığı izi kalbime aktarmak istiyorum. Rüzgârın kulağıma fısıldadığı sözleri aklıma kazımak… Yol bitince, bacağımdaki ağrı geçince, gece de çökünce başlıyorum yeniden düşünmeye. Böyle anlarda işte, böyle anlarda sarılmak istiyorum birine. Yüzüne tebessüm, yüreğine uçan kelebekler bırakmak. Böyle anlarda işte, böyle anlarda kirpiklerine umut, yüreğine aşk kondurmak.

Bazen de susuyorum sadece. İstiyorum ki tek kelime kurmadan anlaşmak, anlaşılmak. Evden çıkmıyorum. Çiçekleri suluyorum, onlarla konuşuyorum. Güneşi seveni dolaştırıyorum balkonun bir ucundan diğer ucana. Bir demlik çay demliyorum, içemeyeceğimi bildiğim hâlde. Kaynayınca çıkan dumanı seyrediyorum. Nasıl şekil alışını, nasıl havalanışını, nasıl gidişini… Bir de kurabiye yapıyorum yanına, çayı tek başına içemeyen tayfanın bir üyesi olarak. Mutfakta kokan kurabiye ve çay kokusu sarıyor etrafımı. Bir susuş diyorum, işte böyle kokmalı.
Böyle anlarda işte, böyle anlarda sevmek istiyorum yeniden. Yeniden başlamak, yeniden anlamak, yeniden dinlemek. Yeniden.

Gülten Rana içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
2 Yorumlar
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
Gülten Rana içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]