Yeni keşfettiğin, çok beğendiğin bir parçayı tekrar tekrar ve tekrar hiç bıkmayacakmış gibi dinlemek ve bu bende hastalıklı bir ruh hâline büründü sanki. İşin ilginci bir şarkının özellikle müzik kulağı iyi olan birinin ve müziğe âşık birinin bir şarkı sayesinde evrenin bir ucundan diğer ucuna, hatırlayabildiği en geçmişe, aklının alabildiği en geleceğe saniyeler içinde gidebilmesi. Üstelik bunun olabilmesi için şarkının sözlerinin tamamının bildiğiniz bir dilde olması veya şarkı sözlerinin tümüne hâkim olmanıza da gerek yok. Hatta şarkının sözü olmasına da gerek yok. İlginç bir şekilde parçadaki o riffler, sözlerdeki tını ve diğer tüm etkenler sizi olayın içine çekiyor ve çift kulağınız kapalı bir şekilde kullandığınız bir çift kulaklık ile dinlediğiniz bir şarkının özgün yaşam alanına bırakıyorsunuz kendinizi. Belki de o şarkı, gerçekleştir(e)mediğin bir hayalinin olma ihtimalini zihninde yaşatıyor belki pişmanlıklarını anımsatıyor, belki o andaki mutluluğunu resmetmende yardımcı bir oyuncu rolünü üstleniyor kim bilir? Önemli de değil zaten. Önem arz eden nokta şarkıyı dinlemeye başlanılan o an ve o şarkının olay ufkuna kendinizi bırakmaya başladığınız ve zamanınızı durdurduğunuz andır. İşte özgürlük, özgür olduğunuzu sandığınız zamanı durdurduğunuzda başlıyor. Hayatının şu kısa ömründe, yaşamının hangi alanında ne kadar özgürsün, özgürdün ya da ne kadar özgür olduğunu sanıyorsun ki? Belli kalıpların içinde yaşamak, o kalıpların içine sığmaya çalışmak, o kalıplardan taşmamaya çalışmak özgürlük müdür? Bence değildir, tam aksine sığlıktır. O sığlıktan kurtulmanın bir yolu da müziktir. Soğuk bir aralık gecesi üzerime giydiğim siyah bir ceketin iki cebini ellerimle doldurmuş şekilde, çirkin soluk sarı renkte ışık saçan sokak lambalarının altındaki sokak aralarından ”Empyrium-Many Moons Ago” dinleyerek avanak avanak, yaylana yaylana yürümek… İşte benim özgürlüğüm tam olarak budur! Severek dinlediğim her müzik bende bu zevki yaşatır. Değişik duygulardan, ne hissettirdiğinden bağımsız olarak hissetmek istediğin şeyin en zirve noktasına seni ulaştırıyor olması… Evet ben bu yüzden müziğimin hastasıyım. Müziğimin diyorum çünkü her şeyiyle beni anlatan sevdiğim tarzda herhangi bir müzik telif olarak bana ait olmasa bile hissettirdikleriyle bana aittir.
Abonelik
0 Yorumlar