fbpx

Öncelikle selamlar

Kendimi çoğu kez sürekli düşünen ve bu yüzden kafayı yiyecek duruma gelen biri olarak tanımlayabilirim. Bazen (hatta çoğu zaman demeliyim) bununla başa çıkamıyorum. Küçüklüğümden beri çevreme fazla duyarlı biri oldum hep. Çocukluğumdan beri “Eda sen çok sessizsin ve çok ters bakıyorsun.” yorumlarını çokça duydum. İçimde bitmek bilmeyen bir sıkıntı ve buhran vardı. Büyüklerim bunu çocukluğuma bağladı. Ergenlikle beraber daha da düzene gireceğini söylediler. Hâliyle büyüklerime inandım ve içimde sürekli büyüyen kaygı ve endişeyi görmezden gelmeye başladım. Örneğin ergenlik dönemimde sinirli biriydim. Lise zamanında daha sakindim ancak kimsenin bana yardım edemeyeceğinden emindim. Büyümenin sancısı olduğunu düşündüm ve tüm bunların üniversite sınavından sonra geçeceğine inandım ya da inanmak istedim. Ancak tahmin edersiniz ki işler iyi olmak bir yana dursun daha da kötüleşmeye başladı. Bu sefer kime sorsam büyümek, yetişkin olmak böyle bir şey dendi. Sorunların hep olacağını ve bazılarının daimi benimle kalacaklarını söylediler. İyi de böyle bir hikâyede sizce de yanlış olan bir şeyler yok mu? Mesela en basitinden ben içinde yaşadığım karmaşık duygu durumlarının sebebini hiç bulamadım. Araştırmak istedim, nedenini öğrenip düşüncelerimden kurtulmak için. Ancak bir cevap bulamadım. Çevremden yardım istediğimde görmezden gelindim. Kendi dünyam içinde kaybolmaya başladım. Böyle bir durumda tahmin edersiniz ki gitgide sonunu göremediğim bir depresyona sürüklendim.

Kendim hakkında bir şeyler paylaşmak açıkçası hiç rahat hissettirmiyor ama eski ben birilerinden bunları duymak isterdi. 

“Peki daha sonra ne oldu?” diye soranlar olursa diye devam etmek istiyorum. Hâlihazırda 5-6 senelik depresyon hastasıyım. Buna belirli dönemlerde anksiyete krizleri ve panik ataklar da eşlik etmekte. Tabii ki içimizde bunları hastalık olarak kabul etmeyenler de çıkacaktır. Ancak bu hissi daha önce bu denli kuvvetli hissetmeyenlerin bu durumu tam olarak anlayabileceğinden de şüpheliyim. Anksiyete iğrenç bir şey. Hâlihazırda kariyerim için başarı merdivenlerini tırmanmak adına bir atılımda bulundum. Merdivenin tamamı ile başında sayılmam ama hedefim için de hayli basamak var. Anksiyete (ya da siz ne derseniz) tüm yeni attığınız adımlarda sizinle birlikte ve tüm bu adımlar aşamasında en ufak kuruntudan faydalanıp sizi dünyanın en endişeli insanı hâline getiriyor. Yapmam gereken tonla işim, tonla sorumluluğum var ancak yataktan çıkamıyorum. Çok uykum olduğundan değil, kaygınızın fazla olduğu durumlarda kendinizi güvende hissedeceğiniz bir yere gitmek istersiniz. Çoğu kişi için bu evi ve yatağıdır (Farklı opsiyonlar tabii ki her zaman vardır.). Tüm gün boyunca bu hisle baş etmek zorundasınız. Kendinizi sürekli yatıştırmaya çalışıyorsunuz. Sürekli “sakin ol, bunda endişelenecek hiçbir şey yok” diyorsunuz. Çünkü o sırada mantıklı düşünemiyorsunuz ve duygularınız âdeta şaha kalkmış gibi ardı ardına sizin beyninize kötü düşünceleri gönderiyor. Kalkıp kafanızı dağıtmak, bu kötü düşüncelerden kurtulmanıza yardımcı olacak bunun farkındasınızdır. Aslında bir yandan bu durumdan kurtulmak için yardım istiyorsunuzdur. Ama gerçekte yalnızsınızdır. Çevrenizde size yardımcı olacak kişi sayısı yoktur veya çok azdır. Biraz da insanları rahatsız etmek istemeyen bir tipseniz kimseden yardım istemeyecek ve kendi hâlinizde bunun geçmesini bekleyeceksinizdir. 

Şimdi şöyle bir bakınca aslında ne kadar zor bir durum olduğunu umarım az da olsa aktarabilmişimdir. Depresyon, anksiyete, panik atak vb. hastalıklar birbirini tetikleyen hastalıklar. Birini yok saydığınız an daha güçlü bir şekilde size karşı kartını oynuyor. Bu döngüyü kırmanın yolu tabii ki var. Kendi tecrübelerime göre söyleyebilirim ki her şeyden önce içinizde tüm bu karmaşayı kabul etmelisiniz. Kabul ettikten sonra zor durumlarınızda insanlara bu tür bir rahatsızlığınızın olduğunu söylemelisiniz. Eğer oluyorsa çevrenizden mutlaka destek almalısınız. Psikiyatri doktorları antidepresan yazabilirler. Bir süre kullandıktan sonra kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz bu bir yardım gibi, böyle düşünün. Terapinin genelde en etkili çözüm olduğu söylenir ancak terapi konusu da göreceli. Herkesin imkânı olmayabiliyor. Kısacası yardım aramaktan vazgeçmeyin.

Benim de ataklarımın arttığı bu dönemde kendimi meşgul etmem gereken şeyler olduğunu hissettim. Yazmak bana her daim iyi gelmiştir. Yalnız olmadığımı bilmek krizlerimi daha da kolay atlatabilmeme yardımcı olmuştur. Kendiniz için iyi gelen şeyleri yapmaya çalışın, biliyorum inanılmaz zor ama şimdi adım atmazsak daha da zorlaşacak. Kendinizi şımartmaktan korkmayın, zira buna sandığınızdan daha fazla ihtiyacınız var.

Sevgiler

Eda içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!
Abonelik
Bildir
guest
4 Yorumlar
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin
Eda içeriklerini beğendin mi? Sosyal medyada takip edin!

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]