Özdeyiş, vecize, aforizma ya da özlü söz; düşünce, duygu ya da ilkeleri kısa ve öz bir biçimde anlatan sözlerdir. Kimi zaman motto, kelamıkibar ve ülger olarak da anılırlar. Özdeyişlerin söyleyeni genellikle bellidir ancak bazı sloganlaşmış özdeyişlerin kim tarafından yaratıldığı bilinmeyebilir. Aforizmalarda ileri sürülen fikirler, başkalarının kabulünü beklemeyen; yazarın subjektif kanaatleridir. Burada benim için çok önemli olan bazı yazarların, yine hayatımda yer edinmiş önemli kitaplarından; altını çizdiğim birkaç güzel sözlerini paylaşmak istedim. Benim için hayat felsefesi olan bu sözlerde, kendinizden parçalar bulabilirsiniz.
Fyodor Mihayloviç DOSTOYEVSKİ – Yeraltından Notlar
- “Eğer burası bir köşk değil de bir kümes olsaydı, yağmurdan korunmak için içine girebilirdim ama beni yağmurdan koruduğu için duyduğum minnetten ötürü kümese köşk demezdim. Şimdi siz gülersiniz… Böyle bir durumda kümesin de köşk kadar iyi olduğunu söylersiniz. Evet, elbette… Hayatta tek amacınız ıslanmamaksa, öyledir.”
Victor HUGO – Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
- “Ölüm neye yarar? Bir hapishaneden kaçılabileceği itirazını mı yöneteceksiniz? O zaman daha iyi denetleyin. Demir parmaklıkların sağlamlığına inanmıyorsanız hayvanları sergilemeye nasıl cesaret ediyorsunuz? Gardiyanın yeterli olduğu yerde cellada gerek yoktur.”
George ORWELL – 1984
- “Geleceğe ya da geçmişe, düşüncenin özgür olduğu, insanların birbirlerinden farklı oldukları ve yapayalnız yaşamadıkları bir zamana; gerçeğin var olduğu ve yapılanın yok edilemeyeceği bir zamana: Tekdüzen çağından, yalnızlık çağından, Büyük Birader çağından, çiftdüşün çağından; selamlar!”
Anthony BURGESS – Otomatik Portakal
- “Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu, terbiyeli olmaları söz konusu değildir.”
Sabahattin ALİ – Kuyucaklı Yusuf
- “Sonra bu fakir işçilere bu köpek muamelesini yapmaya neden lüzum görüyorlardı? Evet, Allah onları bir kere fıkara yaratmıştı, bunda kimsenin kabahati yoktu, fakat onlar böyle yaratılmışlar diye niçin tepelerine binmeli, onları adam yerine koymaktan niçin çekinmeliydi? Ya Allah bu ağaları ve ağazadeleri de fıkara yaratsaydı? Öyle ya, madem ki hepsini Allah yapıyordu… O zaman kendilerine aynı muamelenin yapılmasını isteyecekler miydi?”
L.N. TOLSTOY – İnsan Neyle Yaşar?
- “Adam bir yılın hesabını yapıyor, oysa akşama kalmadan öleceğini bilmiyor. (…) Hiçbir insan akşama çizmeye mi, yoksa ölü terliğine mi ihtiyacı olacağını bilemez.”
Honoré De BALZAC – Vadideki Zambak
- “Sizden yerine getiremeyeceğiniz bir şey istendiğinde hiçbir sahte umut kapısı bırakmadan kesin olarak ‘Hayır.’ deyin; vermek istediğinizi de çabucak, gecikmeden verin; böylelikle reddetmenin inceliğiyle iyilik yapmanın inceliğini, insanı yücelten bu çifte dürüstlüğü kazanırsınız.”