Merhabalar, bu sefer karşınızda bir yazar ile beraberim: Cengiz Aytmatov.
Cengiz Aytmatov, eserleri 176 dile çevrilmiş, dünyaca ünlü yazar ve Kırgız siyasetçidir. Aytmatov, sade dili, kendine özgü üslûbu ve betimlemeleriyle; mensup olduğu millet ile coğrafyanın durumunu gerçekçi bir dille anlatırken eserlerinde yer verdiği folklorik ögelerle edebiyata çok güzel eserler kazandırmış bir yazardır. Eserlerinde -özellikle- Sovyet Rusya dönemini işleyen Aytmatov, bu dönemde halkın çektiği sıkıntılara ve baskıcı rejime yer vermiştir.
Herhangi bir eserini okurken hikayenin içine dalıp gidebilirsiniz çünkü kullandığı sade dil ve akıcı üslûbu ile harmanladığı hikayeler, istemeden bu durumu yaşamanıza neden oluyor. Böylece hikayeyi daha iyi anlamış oluyoruz. Seçtiği bu üslûp, kitap okumayı sevmeyen birine bile kitabı elinden bıraktırmıyor. “Nereden biliyorsun?” diyenler olabilir: Kendimden. Cengiz Aytmatov, bana kitap okumayı sevdiren kişidir. Okuduğum ilk eseri ise “Toprak Ana”dır. Bu eser, savaşın yıkımını bir Kırgız ailenin gözünden anlatan -benim için- oldukça değerli bir eserdir.
Hazır eser önermeye geçmişken başka eserlerini de önereyim. Bu seferki “Beyaz Gemi”. İsimsiz çocuk kahramanıyla ve yer verdiği farklı kuşaktan kahramanlarla bir çocuğun hayallerinin yıkılışını anlatan ve hüzünlü bir şekilde biten kitap, Cengiz Aytmatov’un güzel eserlerinden biridir. Diğer önerim ise “Elveda Gülsarı“. Kahramanlarından biri at olan bu kitap; bir adamın, geçmişte en büyük savunucularından biri olduğu komünal yönetimden kazık yemesini ve değerlerini kaybeden bir halkı işlemektedir. Bu eserde bir yanda atın yani Gülsarı’nın da psikolojik durumlarına değinmektedir.
Sıradaki önerim ise “Cengiz Han’a Küsen Bulut“. Bu eserde siyasî nedenlerle idama mahkûm edilmiş bir öğretmenin hikâyesini ve Sovyet yönetiminin baskıcı rejimini anlatmaktadır. Bu eserde bir yandan Cengiz Han’ın bir efsanesine de yer verilmiştir. Bu kitap Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” adı eserinin içinden alınmış bir bölümmüş ancak Cengiz Aytmatov, çeşitli nedenlerden dolayı çıkarmıştır. Zaten kitabın ön sözünde buna da değinmektedir.
Son önerim ise “Cemile“. Bu eser hakkında fazla bir şey yazmak istemiyorum çünkü Louis Aragon söyleyeceğini söylemiş.
“İşte şimdi burada, Villion’un, Hugo’nun, Baudelaire’nin Paris’inde, kralların ve devrimlerin Paris’inde, ressamların yüzyıllık Paris’i olmakla övünen her taşı ya bir tarih ya bir efsaneyi hatırlatan şu Paris’te Werther, Bérénice, Antoine ve Kleopatra, Manon Lescaut, Education Sentimantale, Dominique, hepsi birdenbire gözümden düşüverdi. Çünkü ben Cemile’yi okudum. Roméo Juliette, Paolo ve Francesca, Hernani ve Dona Sol, artık bunların hiçbiri gözümde değil, çünkü ben İkinci Dünya Savaşı’nın üçüncü yılı yazında, 1943 yılının o ağustos gecesinde Kurkureu vadisinde bir yerde Zahire arabaları ile giden Danyar ve Cemile’ye, bunların hikayesini anlatan küçük Seyit’e rastladım.”
Gördüğünüz gibi Louis Aragon bize söylenecek söz bırakmamış.
Ayrıca, sinemamızda çok ünlü bir film olan “Selvi Boylum Al Yazmalım”, Cengiz Aytmatov’un eseridir.
Şüphesiz ki Cengiz Aytmatov, dünya edebiyatına önemli eserler armağan etmiş başarılı bir yazardır. Hoşça kalın.