fbpx

Merhabalar, bu sefer karşınızda bir yazar ile beraberim: Cengiz Aytmatov.

Cengiz Aytmatov, eserleri 176 dile çevrilmiş, dünyaca ünlü yazar ve Kırgız siyasetçidir. Aytmatov, sade dili, kendine özgü üslûbu ve betimlemeleriyle; mensup olduğu millet ile coğrafyanın durumunu gerçekçi bir dille anlatırken eserlerinde yer verdiği folklorik ögelerle edebiyata çok güzel eserler kazandırmış bir yazardır. Eserlerinde -özellikle- Sovyet Rusya dönemini işleyen Aytmatov, bu dönemde halkın çektiği sıkıntılara ve baskıcı rejime yer vermiştir.

Herhangi bir eserini okurken hikayenin içine dalıp gidebilirsiniz çünkü kullandığı sade dil ve akıcı üslûbu ile harmanladığı hikayeler, istemeden bu durumu yaşamanıza neden oluyor. Böylece hikayeyi daha iyi anlamış oluyoruz. Seçtiği bu üslûp, kitap okumayı sevmeyen birine bile kitabı elinden bıraktırmıyor. “Nereden biliyorsun?” diyenler olabilir: Kendimden. Cengiz Aytmatov,  bana kitap okumayı sevdiren kişidir. Okuduğum ilk eseri ise “Toprak Ana”dır. Bu eser, savaşın yıkımını bir Kırgız ailenin gözünden anlatan -benim için- oldukça değerli bir eserdir.

Hazır eser önermeye geçmişken başka eserlerini de önereyim. Bu seferki “Beyaz Gemi”. İsimsiz çocuk kahramanıyla ve yer verdiği farklı kuşaktan kahramanlarla bir çocuğun hayallerinin yıkılışını anlatan ve hüzünlü bir şekilde biten kitap, Cengiz Aytmatov’un güzel eserlerinden biridir. Diğer önerim ise “Elveda Gülsarı“. Kahramanlarından biri at olan bu kitap; bir adamın, geçmişte en büyük savunucularından biri olduğu komünal yönetimden kazık yemesini ve değerlerini kaybeden bir halkı işlemektedir. Bu eserde bir yanda atın yani Gülsarı’nın da psikolojik durumlarına değinmektedir.

cengizaytmatov 2 bublogta

Sıradaki önerim ise “Cengiz Han’a Küsen Bulut“. Bu eserde siyasî nedenlerle idama mahkûm edilmiş bir öğretmenin hikâyesini ve Sovyet yönetiminin baskıcı rejimini anlatmaktadır. Bu eserde bir yandan Cengiz Han’ın bir efsanesine de yer verilmiştir. Bu kitap Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” adı eserinin içinden alınmış bir bölümmüş ancak Cengiz Aytmatov, çeşitli nedenlerden dolayı çıkarmıştır. Zaten kitabın ön sözünde buna da değinmektedir.

Son önerim ise “Cemile“. Bu eser hakkında fazla bir şey yazmak istemiyorum çünkü Louis Aragon söyleyeceğini söylemiş.

    “İşte şimdi burada, Villion’un,  Hugo’nun, Baudelaire’nin Paris’inde, kralların ve devrimlerin Paris’inde, ressamların yüzyıllık Paris’i olmakla övünen her taşı ya bir tarih ya bir efsaneyi hatırlatan şu Paris’te Werther, Bérénice, Antoine ve Kleopatra, Manon Lescaut, Education Sentimantale, Dominique, hepsi birdenbire gözümden düşüverdi. Çünkü ben Cemile’yi okudum. Roméo Juliette, Paolo ve Francesca, Hernani ve Dona Sol, artık bunların hiçbiri gözümde değil, çünkü ben İkinci Dünya Savaşı’nın üçüncü yılı yazında, 1943 yılının o ağustos gecesinde Kurkureu vadisinde bir yerde Zahire arabaları ile giden Danyar ve Cemile’ye, bunların hikayesini anlatan küçük Seyit’e rastladım.”

Gördüğünüz gibi Louis Aragon bize söylenecek söz bırakmamış.

Ayrıca, sinemamızda çok ünlü bir film olan “Selvi Boylum Al Yazmalım”Cengiz Aytmatov’un eseridir.

Şüphesiz ki Cengiz Aytmatov, dünya edebiyatına önemli eserler armağan etmiş başarılı bir yazardır. Hoşça kalın.

Abonelik
Bildir
guest
4 Yorumlar
Eskiler
Yeniler En çok oylananlar
Satır içi yorumlar
Tüm yorumları görüntüleyin

Okuyucuların Beğendiği İçerikler

Yazar sayımızın 300’ü aştığı şu günlerde hevesli yazarlarımıza yol gösterebilmek veya en azından daha kaliteli içerikler üretebilmeleri adına bazı ipucular vermek için bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Bu yazı boyunca bir dijital içeriğin nasıl yazılması gerektiğinden bahsedeceğim. Bublogta içeriklerinin bir kısmı şiir ve denemelerden oluşuyor ve bu yazıda söyleyeceğim şeyler bu içerikler için çok […]
Birçok kişinin ‘’zor ama maaşı iyi, garanti meslek gibi’’ düşünceleriyle ün kazanmış bir bölüm olan tıp fakültesini size en ince detaylarıyla aktaracağım. Öncelikle fakülteye gelmeden önce kendinizi ilk gün yapılacak çaylak şakasına ve ileri zamanlarda daha siz TUS isimli bölüm seçmenize yarayan sınava girmeden ‘’Sen ne doktorusun? ‘’ veya diş hekimliği ayrı bir bölüm olmasına […]
Yaşanan herhangi bir gün hiç yaşanmasaydı, her şey daha farklı olur muydu? Misal dün hiç yaşanmasaydı veyahut bundan yıllar önce bir gün hiç yaşanmasaydı yine aynı mıydı hayatınız? Kadere inanmak subjektif bir bakış açısı olarak görünebilir ancak hayatın akışı olarak farklı bir yerden durumu ele alabiliriz. Bütün malzemeleri özene bezene kesip, doğrayıp harika bir yemek […]
Herkesin ölmeden görmek isteyeceği bir yer vardır. Yoksa da henüz keşfetmemiştir… Benim için burası Norveç. “Soğuk Cennet” veyahut “Kuzeyin İncisi” denilen bu ülkenin lanse ettiği imajı bir görseniz aşık olmamak elde değil. O yüzden henüz kendi ülkenizi keşfetmediyseniz ileride belki yol arkadaşım olabilirsiniz! Norveç ”Soğuk Cennet” Ülkenin yönetim biçimi anayasal monarşi ve başkenti Oslo‘dur. 385,207 […]
Her kitap ayrı güzel, dünyasına girdikten sonra… Ama bazı başyapıtlar vardır, gerçekten okumak zevk verir. Okudukça içine düşer, yeni bir dünyanın kahramanı olursunuz. Herkes için değişebilecek bir liste… Daha iyisi varsa da ben okuduğum kadarını biliyorum ve bunlar şu an en iyisi! Daha birçok türde konuşulacak kitaplar olsa da üç ayrı türde üç başyapıt derledim, […]

İlgini Çekebilir

Çoğumuzun, adını belki de hiç duymadığı fakat yaşamımızda denk gelebileceğimiz, farkında ve bilinçli olduğumuz takdirde erken tanı ve tedavi seçeneklerini düzenleyebileceğimiz, benim ise özel eğitim alanında tanıştığım bir sendromdan bahsetmek istiyorum sizlere: DiGeorge Sendromu. DiGeorge Sendromu (DGS) 22. kromozomun (22q11) delesyonu (kromozomun bağlı bulunduğu parçadan kopup silinmesi, yok olması) ya da translokasyonu (kopan veya kaybolan […]
“Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru, işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala, bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya, o da yeniden itiyordu kayayı, […]
Bugün 10 Mart 2022. Gülistansız 796. gün “Ne durumdayım biliyor musunuz? Ölüm Allah’ın emri, ölüm dünyada var. Gençlerin ölümü zor ama biz her gün yeniden ölüyoruz. Her gün… Toprağa bile basmaya kıyamıyorum, acaba kızım içinde olabilir mi diye. “ 21 yaşında, Tunceli’de bir üniversite öğrencisiydi Gülistan Doku. 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. […]
Bir girişim fikriniz var ve bu alanda bir marka oluşturmak istiyorsunuz ya da henüz küçük bir işletmesiniz ve işletmenizi büyütüp kârınıza kâr katmak istiyorsunuz. İşte bu yolda atmanız gereken ilk adım markalaşmak olmalıdır. Peki marka nedir?                Marka yalnızca kalabalık bir pazarda sizi diğerlerinden ayıran isim, logo ve slogandan ibaret değildir. Markanız insanların sizinle etkileşimde […]